SABAHIN SESSİZLİĞİ

   Sabahın serinliğini içine çekerek adımlarını hızlandırdı. Ayakkabısının asfaltla buluştuğu her adım, zihninde bir başka düşünceyi uyandırıyordu. Parkın girişine vardığında ritmini yavaşlattı. Ağaçların arasından gelen serinlik yüzünü okşadı. Sessizlik, sadece kuş sesleriyle bölünüyordu. Koşu sırasında yanından geçen birkaç kişi vardı, ama kimse birbirine bakmıyordu. O da bakmadı. İçine dönmüştü çünkü.

   Bir banka ilişmiş küçük bir kız çocuğu dikkatini çekti. Elinde bir oyuncak bebek, saçları dağınık, gözleri merak doluydu. Aklına kendi çocukluğu geldi. Sokak aralarında sek sek oynadığı, hayatın bu kadar karışık olabileceğini bilmeden, ellerinde iplerle saatlerce zıpladıkları, birbirlerinin evlerine izinsiz girip çıktıkları günler... Gülümsedi. Ne kadar da uzak görünüyordu o günler şimdi. Çocukluk arkadaşlarının hepsi başka bir yöne savrulmuştu. Ama o günlerin izi, hiç silinmemişti.

   Koşusuna devam etti. Parkın içindeki o eski bankı gördüğünde ayakları yavaşladı. Orada bir zamanlar babasıyla oturmuştu. Sessiz, sakin bir öğleden sonra... Babası ona ellerini nasıl soğuktan koruyacağını, nasıl dikkatli düşünmesi gerektiğini anlatmıştı. Güzel bir baba-kız sohbeti yapmışlardı. O anı dün gibi hatırlıyordu. Babası birkaç yıl önce hayata veda etmişti. Oysaki bank hâlâ yerindeydi. O an gözleri doldu ama ağlamadı. Koşmaya devam etti. Babası, güçlü olmayı öğretmişti ona. Hayat ne kadar zor olursa olsun, adımlarını yere sağlam basmayı...

   Kaldırımdan geçerken bir grup yaşlı adamın sabah sohbetine kulak misafiri oldu. Hayattan, geçim derdinden, torunlarından bahsediyorlardı. İçten, sade bir dille... Bir an durup onları izledi. Sonra düşündü: “Biz büyüdükçe meseleler büyüyor mu, yoksa onları büyüten biz miyiz?” Bir çöplüğün yanından geçti. Orada yatan bir sokak köpeği dikkatini çekti. Aç mıydı acaba? Dün akşam haberlerde gördüğü çocuk işçileri düşündü. Bir yanda sabah kahvaltısına koşan insanlar, diğer yanda açlıkla tanışmış çocuklar… Bir ülkede bu kadar farklı hayat nasıl aynı anda var olabiliyordu? Zihni, yaptığı koşudan çok daha uzun bir mesafe kat etmişti. Çocukluk, baba sevgisi, toplumsal adalet… Her şey bir sabah koşusuna sığmıştı.

   Derin bir nefes aldı. Geriye baktı; parkın içindeki ağaçlara, banklara, küçük kız çocuğuna... Hepsi oradaydı. Hayat da oradaydı ve devam ediyordu. Parkın çıkışındaki çeşmeden avuçlarına su aldı, yüzüne çarptı. Suyun serinliği, zihninde gezinen düşünceleri bir anlığına susturdu. Saçlarını geriye doğru düzeltti, yavaş yavaş evine doğru yürümeye başladı. Koşu bitmişti ama içinde hâlâ bir şeyler hareket ediyordu.

   Yolun kenarındaki bir pastanenin önünden geçerken taze simit kokusu burnuna geldi. Camın ardında çay içen insanlar vardı. Her biri kendi sabahına uyanmış, kim bilir ne düşüncelerle güne başlamıştı. Kısa bir an durdu ve düşündü: “Kaç kişi, gerçekten iç huzuruyla oturuyor o çay masalarında?” Kafasını eğdi, yürümeye devam etti. Bir duvarda sprey boyayla yazılmış bir cümle dikkatini çekti:

   "Her sabah bir ihtimâldir."

   Gülümsedi. Kim yazmıştı acaba bunu? Genç biri mi, şair ruhlu bir lise öğrencisi mi? Belki de gecenin bir yarısında, canı çok yanan biri...

   Evine yaklaşırken kaldırıma oturmuş yaşlı bir kadınla göz göze geldi. Kadının ellerinde eski bir mendil, yüzünde yorgun ama dingin bir ifade vardı. Başıyla selam verdi, kadın da hafifçe başını salladı. O an, sanki kelimelere gerek yoktu. İki yabancı, bir anlığına birbirinin varlığını fark etmişti.

   Kapısının önüne vardığında cebinden anahtarlarını çıkardı. Anahtarı çevirirken yavaşladı. İçeri girince her şey yeniden başlayacaktı: işler, sorumluluklar, düşünceler… Ama bu sabah farklıydı. Bugün yalnızca bedenini değil, içini de arındırmıştı. Ayakkabılarını çıkardı, mutfağa geçti. Kendine bir kahve yaptı. Camdan dışarı bakarken çocukluğunu, babasını, gördüğü küçük kızı, yaşlı adamları düşündü. Her biri, kendi yaşamından bir iplikle bağlanmıştı bugüne. Ve şimdi, o ipliklerin birleştiği yerde duruyordu.

   Kahvesinden bir yudum aldı. "Her sabah bir ihtimâldir." diye fısıldadı kendi kendine. Ve gülümsedi.


5 kişi beğendi.

Yorumlar

   Misafir:
   Yaşam da bir ihtimâldir.
   14.05.2025 15:47:31
------------------------------------------------------------------ ------------------------------------------------------------------

   Misafir:
   İhtimallerin verdiği umuttur yaşamak
   15.05.2025 10:09:13
------------------------------------------------------------------ ------------------------------------------------------------------

   Misafir:
   Yaşamak ummaktır.
   16.05.2025 13:31:25
------------------------------------------------------------------ ------------------------------------------------------------------

Ad :
E-Posta :
Yorum :
Label